Cinsel ve Ten Uyumsuzluğu Boşanma Sebebi Olur mu?
Tensel Çekimin Temel Unsuru: Kokular ve Hormonlar…
Maner’e göre cinsellik birey için olduğu kadar kişilerarası ilişkiler açısından da elzemdir. İlişkileri ileri boyuta taşımada pekiştirici nitelik taşır. Partnerler arası ten uyumu tüm romantik ilişki türlerinde işlevsellik açısından önemlidir. Ten uyumu sağlandığı takdirde vücutta feromen hormonu salgılanır. Bu hormonlar vomeronasal organ tarafından algılanır ve seçilir. Böylece ten uyumu yakalanır. Bu hormon, ter bezleri yoluyla havaya karışarak cazibe denen olguya biyolojik temel oluşturur. Vajinal salgılarda bulunan uçucu kokuların da insanlarda feromen etkisi gösterdiği düşünülmektedir. Bilinçdışı süreçleri yöneterek romantik ilişkilere yön verici nitelik oluşturması muhtemeldir. Farklı insanlardan gelen ter kokusu ve dokunmaktan kaynaklanan tiksintiler cinsel ve tensel uyumun yakalandığı partnere karşı tamamen ortadan kalkar. Tensel uyumun sağlanmasında koku alma duyusu büyük rol oynar. Partnere karşı iğrenme veya tiksinti gibi duygular uyanması cinsel uyuma ket vuran etkenlerdendir. Halk arasında “temas bağımlılığı” adı ile anılan çiftler arasındaki sürekli dokunma hali feromon hormonları ile ilişkilidir.
Ten uyumu fiziksel görünümden ibaret değildir. Çok çirkin, çok güzel veya çok yakışıklı olmak bu uyumu yakalamada belirleyici faktörler değildir. Çiftlerin veya partnerlerin birbirine “yakışması” veya boy – kilo uzunluklarının dengeli oluşu gibi durumlar ten uyumunun yordayıcıları değillerdir. Cinsel uyum, kişilerarası biyolojik ve psikolojik uyum ve birlikteliğin sağlanmasından doğar. Toplumumuzda ve bazı çalışmalarda ten uyumunun zamanla “aşk”a dönüştüğü düşünülmektedir. Burada kastedilen “aşk”, biyolojik faktörlerin devreye girmesi ile çiftlerin birbirine bağlanması, aradaki sevgi bağını pekiştirmesi ile sağlanır.
Ten uyumunun her koşulda sağlanması mümkün olmayabilir. Kültürel faktörler cinsellik ve evlilik yaşantısını nesiller boyu etkilemiştir. Buna en önemli örnek ise görücü usulü evliliklerdir. Bu tarz evliliklerde çiftlerin birbirlerine karşı cinsel uyum göstermesi için fırsatları ve imkanları yoktur. Ten uyumu olmazsa ne olacağı veya cinsel doyumun tam olarak sağlanamaması durumunda neler yapılması gerektiği böyle evlilikler için ikinci plandadır. Fakat son yıllardaki araştırmalar incelendiğinde görücü usulü evliliklerin normal birlikteliklere nazaran daha uzun sürdüğü görülmüştür. Bu durumun farklı yordayıcıları da göz önünde bulundurulduğunda ten uyumu olmazsa ilişkinin mümkün olamayacağı veya uzun yıllar korunamayacağı fikri dayanıksız kalmaktadır. Ayrıca, aşık olmak ten uyumu yakalamak anlamına gelmediği gibi aşık olan insanların sadece %10’unda ten uyumu olduğu görülmüştür.
Cinsel Uyumsuzluk
Cinsel uyumsuzluklar söz konusu olduğunda ise partnerler arasında her iki taraf da birbirlerinin ilişkilerine veya evliliklerine verdikleri anlamı kavrayarak açık bir şekilde niyetlerini ve beklentilerini konuştuğu sürece sorunlar en aza iner. Cinsel sorunların temeli de cinsel uyuma dayanmaktadır. Evliliğe ve romantik ilişkilere karşı kavram ve algılayışlarda farklılıklar oluştuğunda ise, problemler görülmesi olağandır. Çoğu çift birbirlerini ruhsal ve fiziksel anlamda reddeder fakat bu durumu cinsel birlikteliklerine atfederler. Cinsel ve tensel uyumsuzluk şikayetlerinden yakınırlar. Günümüzde boşanma sebeplerini cinsel uyumsuzluğa bağlayarak altta yatan problem durumlarını görmezden gelen birçok çift görülür. Çiftler arası karşılıklı güven ve bağlılık cinsel doyumu sağlamada temeldir. Çiftler ve partnerler arası uyum sorunları cinsel yaşantıya da akseder. Devam eden kişilerarası sorunlar bilinçli veya bilinçdışı şekilde cinsel yaşamlarına ket vurarak cinsel işlevselliği sekteye uğratır. Crowe’a göre evlilik ve cinsel uyum sorunları arası ilişki yaklaşık %60’tır. Çiftler arasındaki günlük yaşam sorunlarının duygusal olarak ifade edilmemesi cinselliği bir silah haline getirerek cinselliğe olduğundan farklı amaç ve anlamlar yükler. Böylece cinsellikle ilgi duyguları değişen çiftlerin olumsuz düşüncelere kapılması olağandır. Kendini ifade etmede zorlanan, kopuk ilişkilere sahip kadınların cinsel ilişkilerden uzaklaşarak romantik ilişkilerindeki memnuniyetsizliklerini yansıttığı görülmektedir.
Ten uyumu yakalandığı zaman kişi salgılanan hormonların da etkisi ile partneri dışındaki kişilerden tahrik olamayabilir. Böylece çiftler arası sadakat duygusu biyolojik olarak da desteklenir. Ten uyumu, romantik ilişkilerdeki aşk ve sevgi faktörlerine göre daha fazla bağlılık oluşturur.
Ten Uyumsuzluğu Nasıl Çözülür?
Etkili iletişim cinsel uyumu yakalamada anahtar niteliğindedir. Literatür incelendiğinde iletişim problemlerinin cinsel disfonksiyonu olan çiftlerle ilişkilendirildiği görülmüştür. Cinsel işlev bozuklukları da aynı şekilde cinsel uyumsuzlukla ilişki gösterebilmektedir.
Cinsel uyumun temel gerekliliklerinden biri de yakınlıktır. Bireysel psikopatolojik özellikleri yakınlık ve ilişki kurmakla ilişkilendirilen bireylerde cinsel uyum bozuklarının cinsel işlev bozuklukları ile birlikte devam etmesi muhtemeldir.